{ "title": "Anne Bebek", "image": "https://www.bebekbakimi.gen.tr/images/anne-bebek.jpg", "date": "21.01.2024 08:09:22", "author": "esin veske", "article": [ { "article": "
Anne Bebek: Bebeğin duygusal gelişiminin doğumdan önce başladığı konusu hemen tüm pediatri uzmanlarının üzerinde uzlaştığı bir konudur.
Bebek anne rahmine gelişmeye başladığı an fiziksel ilişkiyle birlikte vücudun salgıladığı hormonlar duygusal bir diyaloğun başladığının da habercisidir. Fakat salgılanan annelik hormonları sadece bedene haber vermekle yükümlü değillerdir, ruhsal olarak da anneliğe geçiş sürecinde uzun bir dönemi başlatır.

Özellikle bebek hareketlerinin anne karnında başlamasıyla birlikte bu ilişki bir basamak daha ilerler bununla birlikte hamilelik his olmaktan ziyade tam bir gerçeklik boyutuna geçer. Karındaki canlı, oynayıp adeta \"ben buradayım\" diye hissettirdikçe kişideki annelik hissi ortaya çıkar. Ortalama 30. Haftalarda bu hareketler anneye özellikle cevap vermeye dönüşür ve anne bebek arasında karşılıklı diyaloğun temelleri başlar.

Hamilelik ve anneliği bir kenara koyarsak, genel itibariyle insan vücudu hissedilen duygulara karşı belli hormonlar göndererek uyarıda bulunur.

Örneğin, yoğun heyecan veya kızgınlık durumlarında salgılanan adrenalin gibi duyguların oldukça yoğun yaşandığı hamilelikte yaşanan duygu durumları karşısında anne vücudunda salgılanan enzim ve hormonlar direkt olarak bebek de hisseder, anne ile bebek yaşanan durumdan aynı biçimde etkilenmiş olmaktadır. Anne karnında bulunan bebek, annenin duygu hallerine uygun biçimde kendi hareketlerini hızlandırıp ağırlaştırabilir. Bu da anneyle bebeğinin aynı ruh halini paylaştığını gösteren bir delildir. Hamilelikte stresten, üzüntüden, heyecandan kaygı ve endişe yaratan durumlardan kaçınmak bu açıdan oldukça önemlidir Annenin, karnındaki bebeğiyle konuşmak, şarkı söylemek, müzik dinlemesi ya da enstrüman çalmak gibi aktivitelerle hem kendini hem de bebeğin gelişmesini; doğum ve bebeklik dönemlerinin daha sakin ve huzurlu geçmesine yardımcı olduğu hekimlerce ispatlanmıştır.

En büyük ilişki“güven ortamı”

Anne ile bebeği arasında gelişen bağlarda bebek tarafındaki en güçlü bağ yaklaşık 18. Haftalardaki bebeğin işitme yeteneğinin oluşmasıyla artık başlamıştır. İlk duyduğu ses annesinin kalbinin atış sesleridir. İlk gördüğü yer, tam olarak göremiyor olasa da rahim içidir ve doğal olarak burası bebek açısından en güvenli o yerdir. İlk dokunduğu yer de yine annesinin rahiminin duvarıdır. Bebek, varoluşunun temelinin ve tek gerçekliğinin annesi olduğu bilinciyle hayata merhaba der. Dünyaya geldikten sonraki günlerde annesinin kucağında huzurlu olmasının nedeni şüphesiz ki, tanıdığı bu yegâne ortamı tekrar yaşayabiliyor olmasının verdiği ferahlıktır.

Anne tarafındaki güçlü bağ ise her ne kadar atılan minik tekmelerle çoktan güçlendi ise de göbek bağının kesilip ilk defa bebeğini kucağına aldığı andan itibaren güven hissi artık başlamıştır.

Hamilelik ve doğumda meydana gelen bu güven duygusu yaşam boyu çocuğa ve anneye eşlik edecektir. Dokunarak ya da konuşarak iletişim doğru kurulduğunda bebek sevildiğini, istendiğini ve kendisine değer verildiğini hisseder, güven hissi başlar. Güvende olma hissi çocuğun fiziksel ve sosyal dünyayı keşfine destek olmaktadır. Güvende olduğunu bilen çocuk kendine de güvenle bakar, kendini değerli görür ve bebekliğinden itibaren hayat yolunda sağlam adımlarla ilerleyen bir birey olarak hayata güzel algılarla başlamış olur. Bebeğinizin sizinle duygusal bir bağ kurmak istemesinin diğer kanıtı da yanınızda olduğunuzda sürekli tebessüm etmesidir. Bebeğinizin sabah ilk uyandığınızda sesinizi duyduğunda ellerini kollarını sallaması sizi sevdiğinin bir başka yoludur.
" } ] }